Bildiri Konusu:Matematik Eğitimi
İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Okurken ve Matematiksel Problem Çözerken Hissettikleri Duygular Arasındaki İlişki
Öğrenme entelektüel olduğu kadar duygusal da bir deneyimdir. Çevreyi, insanları ve etraftaki yerleri görme, duyma, dokunma ve tepki verme şeklimizi etkileyen duygular, günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. İlkokul çağındaki çocukları ve onların deneyimlerini, duygularını ve iç seslerini anlamaya yönelik bir yaklaşım, onları resim çizmeye davet etmektir. Oysa ilkokul öğrencileriyle yapılan araştırmalarda ön plana çıkan veya merak edilen boyutun öğrencilerin duyguları değil bilişsel ve/ya akademik boyutun olduğu ve araştırmaların çoğunlukla nicel verilere dayandığı görülmektedir.
Diğer taraftan yaratma ve merakı tatmin etmenin bir yolu olarak nitelendirilen okumadan zevk alma, okuma ilgisi, okuryazarlığın doğası ve işlevlerinin iyi anlaşılması gelişme ile bağlantılıyken, kaygı ve yanlış anlama ise okumada yavaş gelişme ile bağlantılıdır. Nitekim araştırma sonuçları okumaya karşı olumlu ve olumsuz duygular hisseden öğrencilerin algı ve duygularının yaşam boyu okuyucu olup olmamalarının önemli göstergelerinden biri olduğunu göstermektedir. Şöyle ki okumayı seven çocuklar hem okumaktan keyif almakta hem de ilk fırsatta okumaya zaman ayırmakta ve kendilerini iyi okurlar olarak görmektedir. Okumayı sevmeyen çocuklar ise okumaktan keyif almamakta bunun sonucu olarak okumaktan olabildiğince kaçınmakta, okumayı bir tehdit olarak görmekte ve okuma zamanı geldiğinde endişelenmektedir.
İlkokul düzeyinde öğrencilerin matematik dersinde kazanması gereken en temel becerilerden olan problem çözme ile ilgili çalışmalar genelde göstermiştir ki, eğitim ortamlarında öğrencilere sunulan problemler genellikle bilinen kural ve algoritmaların kullanılmasıyla çözülebilen, çoğu zaman dört işleme dayalı problemlerdir. Ayrıca, problem çözme değerlendirilirken çoğunlukla öğrencinin düşünme sürecine değil doğru cevaba ulaşıp ulaşmadığına odaklanılmaktadır. Böyle olunca yıldız veya yüksek not alma gibi dışsal nedenlerden dolayı değil merak, heyecan gibi içsel nedenlerden dolayı problem çözen öğrencilere çok az rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra, öğrencilerin çoğu problem çözmenin günlük yaşamla olan bağlantısını da kuramamaktadırlar.
Bu araştırmada ilkokul öğrencilerinin okurken ve problem çözerken hissettikleri duygular arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, araştırma ilişkisel betimleme modeline göre gerçekleştirilmiştir. Bu model, çalışmanın amacı doğrultusunda iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkinin derecesini belirlemek için veri toplamayı içerir. Araştırmanın çalışma grubunu Bursa ilindeki bir ilkokulda öğrenim gören 146 dördüncü sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Kitap okurken neler hissettiğini veya nasıl hissettiğini bir resim çizerek gösterir misin?” ve “Problem çözerken neler hissettiğini veya nasıl hissettiğini bir resim çizerek gösterir misin?” açık uçlu sorularına yönelik öğrencilerin sınıfta yapmış olduğu çizimler aracılığıyla 2021-2022 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde önce öğrencilerin çizimlerindeki duygusal yüz ifadeleri ve duyguları yansıtan sembol, işaret ve sözcükler Debby Zambo tarafından belirlenen çerçeveye göre kodlanmış ve negatif ve pozitif duygularla ilgili toplam puanları hesaplanmıştır. Daha sonra bu toplam puanlar arasında ilişki olup olmadığının belirlenmesi için Spearman korelasyon katsayıları hesaplanmıştır.
Araştırma bulgularına göre ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin hem okuma hem de problem çözmeye karşı olumlu duygularının negatif duygulardan daha baskın olduğu gözlenmiştir. Okurken hissedilen duygular ile problem çözerken hissedilenler kıyaslandığında, okumaya yönelik duyguların daha pozitif olduğu söylenebilir. Daha önemlisi, öğrencilerin okurken hissettikleri pozitif duygular ile problem çözerken hissettikleri pozitif duygular arasında istatistiksel olarak anlamlı ancak zayıf bir ilişki olduğu, ancak negatif duygular arasında anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: problem çözme, okuma, duygu